Arabuluculuk, günümüzde dostane yollarla uyuşmazlık çözüm yöntemleri içinde en yaygın olarak bilinen ve uygulanan uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Taraflar aralarındaki anlaşmazlığın çözümlenmesi için genellikle mahkemelere başvurmaktadırlar. Gittikçe de artan nüfus ve etkileşim sebebiyle de çok fazla anlaşmazlık ortaya çıkmaktadır. Bu da mahkemelerin iş yükünü artırmakta, dava sürelerinin ve sonuçlanmasının uzun süreler almasına neden olmaktadır. Mahkemelerin üzerlerindeki bu büyük yükü azaltmak için bazı yöntemler uygulamaya geçirilmiştir. Bu yöntemlerden biri olan arabuluculuk, dostane yollar ile uyuşmazlıkların çözülmesinde kullanılan en yayın yöntemlerin başında gelir. Arabuluculuk yöntemiyle; uyuşmazlığın tarafı olan kişiler, uzman ve tarafsız bir üçüncü kişiden yardım alarak, uyuşmazlığı mahkeme dışında çözerler. Bu yolla uyuşmazlık kesin, hızlı ve uygulanabilir şekilde çözümlenir.
Arabuluculuk yönetiminde; arabuluculuk faaliyetlerini yürüten yani taraflar arasındaki uyuşmazlığı kanuna uygun şekilde çözen kişilere arabulucu denir. Arabulucu, sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getirerek onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini ve aralarında iletişim sürecinin kurulmasını sağlamaya çağlayan, gerektiğinde son bir çözüm önerisinde bulanan bağımsız ve tarafsız üçüncü kişidir.
Arabulucu, bu süreçte karar veren kişi değildir. Yani hakim veya hakem değildir. Sadece tarafların anlaşamadığı zaman son bir çözüm önerisinde bulunabilir. Taraflar uyuşmazlığı kendileri uzlaşarak çözerler. Arabulucu, tarafların aralarındaki asıl uyuşmazlığı ve menfaatlerini tespit ederek bu konularda tartışmalarını ve çözüm bulmalarını sağlamaya çalışır. Burada taraflar kendi çözümlerini kendileri üretirler ve bunu yaparken birbirlerini anlamaya çalışırlar.
Arabulucu olmak için bazı şartlar bulunur.
Arabuluculuk, ihtiyari ve dava şartı olmak üzere ikiye ayrılır. Asıl olan ve ilgili kanunun temelini oluşturan, ihtiyarı arabuluculuktur. İhtiyarı Arabuluculuk; Hukuk sisteminde arabuluculuk kural olarak isteğe bağlı yani ihtiyarı olarak öngörülen bir yöntemdir. Özel hukuka konu olan bir nedenden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümlenmesi için tarafların dava açma sürecinin öncesinde veya dava açıldıktan sonra kendi istekleri ile bu sistemden destek alabilirler. Ayrıca mahkeme tarafından da taraflar arabuluculuğa davet edilebilir. Dava Şartı Arabuluculuk: Dava şartı olarak arabuluculuk yönteminin uygulanmasının esas olduğu durumlardır. Yani böyle bir durumda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunludur. Dava şartı olarak arabuluculuk aranan durumda arabulucuya başvurulmadan dava açılırsa, mahkeme tarafında bu davalar ret edilir.
Dava boyunca yapmak zorunda kalacağınız tüm masraflardan (posta gideri, bilirkişi, keşif vb. masraflar, yol giderleriniz gibi) ve yargılama nedeniyle diğer işlerinizden kısıtlayıp, adliyeye ayırmak zorunda kalacağınız zamandan tasarruf etmiş olursunuz. Mahkemeye göre daha kısa sürer. Sonuç, tarafların kontrolündedir. Geleceğe bakılır, mevcut hukuki durumun değil, menfaatin korunması esastır. Güvenirlik ve gizlilik önemlidir; taraflar mahkeme önünde konuşamayacaklarını burada rahatlıkla konuşabilirler. Psikolojik ve sosyolojik riski azdır; daha az yeni sorun doğurur. Tarafların anlaştıkları yöntem ve çözüm tarzı esastır, esnektir. Anlaşmayla çözülür; iki tarafta kazanır, tarafların sosyal ve ekonomik ilişkileri devam eder.
Hayır. Taraflar arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak ve bu süreçten vazgeçmek konusunda tamamen serbesttir. Kendi isteğiniz ile başlattığınız bu süreci yine kendi isteğinizle sona erdirip mahkemeye başvurabilirsiniz.
Arabuluculuk yoluyla çözülmeye elverişli olan uyuşmazlıkların çözümü için taraflar dava açabilecekleri gibi arabuluculuğa da başvurabilirler. Taraflar açısından daha kısa sürede sonuç alınan arabuluculuk, hem masraflarının az olması, yargılamaya göre daha rahat bir süreç olması hem de ilişkilerin sağlıklı bir şekilde devam edebileceği dostane bir çözüm olması bakımından tercih edilmesi gereken bir yoldur. Tarafların arabuluculuk sürecinde anlaşmaları halinde uyuşmazlıkları iletişim kurulması suretiyle dostane olarak sonuçlanır ve sonuçta imzaladıkları anlaşma belgesi aynı konuda bir daha yargı önüne engelleyici hukuki koruma sağlarken; diğer taraftan basit bir işlem ile icra edilebilirlik şerhi alınmakla mahkeme kararı gibi geçerli olacaktır. Tarafların arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları halinde dava açma hakları devam etmektedir. Dava şartı arabuluculuk kapsamındaki uyuşmazlıklar için gerçekleştirilen ihtiyari arabuluculuk süreçleri "arabulucu belirleme tutanaklarının" arabuluculuk bürosuna ibrazı ile sisteme kaydedilir ve tarafların anlaşamaması halinde yeniden adliyelerdeki arabuluculuk bürosuna başvuruya gerek kalmaksızın dava açılabilir.
Karşı tarafla aranızda uyuşmazlık çıktıktan ve fakat mahkeme veya tahkime başvurmadan önce arabulucuya gidebileceğiniz gibi mahkeme sürecinde de arabuluculuğa başvurulabilir. Arabuluculuk yoluyla çözülmeye elverişli olan uyuşmazlıkların çözümü için dava açıldıktan sonra da taraflar arabuluculuk yolunu deneyebilirler. Taraflar bir araya gelerek verecekleri bir dilekçe ile mahkemeye arabuluculuk yolunu deneyeceklerini beyan edebilecekleri gibi duruşmada iken de mahkemeden bu şekilde bir talepte bulunabilirler. Mahkeme, taraflara uyuşmazlıklarını arabuluculuk yoluyla çözmek isteyip istemediklerini daha ilk inceleme sırasında sormalıdır. Uyuşmazlığın niteliğine, tarafların durumuna göre mahkeme yargılama sırasında da taraflara arabuluculuk yolunu seçmek isteyip istemediklerini sorabilir. Dava açıldıktan sonra tarafların arabuluculuk yöntemini kabul etmeleri üzerine uyuşmazlıklarını çözmek için arabulucuya başvurması mümkündür. Mahkeme arabulucuya başvurmaları ve sonucu bildirmeleri için taraflara 3 ayı geçmemek üzere süre vermeli, süreç tamamlandı ise bu süre bir kere daha uzatılmalıdır. Dava açıldıktan sonra tarafların arabuluculuk sürecinde anlaşmaları halinde, anlaşma belgesine davaya bakan mahkeme tarafından icra edilebilirlik şerhi verilir ve yargılama sona erer. Dava açıldıktan sonra arabuluculuk sürecinde tarafların anlaşamamaları halinde yargılama kaldığı yerden devam eder.
Süreç sonuçlanıncaya kadar arabuluculuk sürecinde taraflar, davadan farklı olarak herhangi bir harç yatırmak zorunda olmayıp, tebligat, bilirkişi, tanık ve keşif gibi giderler de ödemezler. Sadece, faaliyet süresine göre arabulucuya, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine uyarınca ücret ödenir. Ayrıca, özel bir toplantı yeri vs. gerekiyorsa, bu masrafların ödenmesi gerekir. Taraflar eğer avukatları ile bu sürece katılacaklarsa avukatlarına da ücret ödeyeceklerdir. Taraflar aksini kararlaştırmadıkça, arabuluculuk sürecindeki tüm masrafları eşit olarak karşılayacaklardır.
Taraflar arabuluculuk sürecinin sonunda bir anlaşmaya varırlarsa bu anlaşmayı, asıl uyuşmazlık hakkındaki yetki ve görev kurallarına göre belirlenecek olan hukuk mahkemesine ibraz edip, icra edilebilirliğine ilişkin bir şerh verilmesini talep edebileceklerdir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilâm niteliğinde belge sayılır. İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, niteliği itibariyle bir çekişmesiz yargı işi olduğundan buna ilişkin inceleme dosya üzerinden de yapılabilecektir. Mahkeme; anlaşmanın ve içeriğinin, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği işler arasında yer alıp almadığı ve cebri icraya elverişli olup olmadığı yönünden inceleme yapacaktır. Ancak, uyuşmazlık konusu aile hukukuna ilişkin ise bu işlemler aynı usulle belirlenecek aile mahkemesince ve duruşmalı olarak yapılacaktır. Eğer, davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa gidilmiş ise, kuşkusuz ki yukarıdaki iş ve işlemler davaya bakan mahkemece yerine getirilecektir.
1 Ocak 2018 tarihinden itibaren işçi-işveren uyuşmazlıklarında dava açmak isteyen tarafın öncelikle arabuluculuk yoluna gitmesi gerekmektedir. Arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması durumunda, dava, dava şartı yokluğundan reddedilecektir.
Bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi ve işveren alacağı ve tazminatı (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti vb.) ile işe iade taleplerinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olacaktır. Ancak iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ile bunlarla ilgili tespit ve itiraz durumları bu kapsamda değildir.
Başvuru adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarına yapılır. Arabuluculuk bürosu olmayan yerlerde arabuluculuk bürosu sıfatıyla görevlendirilen sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğü tarafından işlemler gerçekleştirilir.
Arabulucu, adliyelerdeki arabuluculuk bürolarındaki görevli personel tarafından sicile kayıtlı arabulucular listesinden atanacaktır. Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları halinde bu arabulucu görevlendirilir.
Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir.
Arabuluculuk bürosuna başvuruda herhangi bir ücret alınmaz. Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamazlarsa 2 saatlik ücret Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Anlaşma durumunda ücret, aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde ödenir. Ancak uygulamada sıklıkla görüldüğü üzere, işveren tarafından da arabuluculuk ücretinin tamamı ödenebilir. Ücret, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir. Arabuluculuk Ücret Tarifesi, Arabuluculuk Daire Başkanlığının resmi web sitesinde yer almaktadır
Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat ya da varsa avukatları aracılığıyla katılabilirler. Tarafın vekili aracılığı ile görüşmelere katılmak istemesi durumunda vekaletnamede arabuluculukla ilgili özel bir yet ki gerekir.
İlk toplantıya mazeretsiz bir şekilde katılmayan taraf dava açıldığı taktirde, bu taraf dava sonucunda kısmen ya da tamamen haklı çıksa dahi yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca, bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez.
Arabuluculuk sürecinde taraflar anlaşma sağlayamazsa mahkemeye başvurarak dava açabilirler.
Arabuluculuk ücretini karşılamak için adli yardıma ihtiyaç duyan taraf arabuluculuk bürosunun bulunduğu yerdeki sulh hukuk hâkiminin kararıyla adli yardımdan yararlanabilecektir.